Çarşamba, Temmuz 11

yalnızlığımız olgunlaşırken..


Hayatımız boyunca ne kadar çok insana rastlarız, ne kadar çok insanla konuşuruz ve onlara dokunuruz, ama onlardan sadece bazılarını arzularız ve sadece birkaçına ya da birine aşık olabiliriz.. Aşk seçicidir çünkü.. Bazen hoşlandıklarımızla ve arzuladıklarımızla bir daha karşılaşma şansımız olmaz.. Bazen onlarla tekrar karşılaşırız belki ama, çok küçük ayrıntılarda belirebilen aşk vaatlerini göremeyiz.. Gerçekliğin, aslında hayal gücünden ne kadar daha zengin olduğunu kestiremeyiz, bir anıya bile dönüşemeden bir bir çekip gider ihtimaller ve aşksız ayrıntılar.. Yalnızlığımız, biz farkına varmadan, usul usul olgunlaşmaya başlar böylece

Düzeltme imkanı bulamayacağımız hatalarımızdan ne kadar korksak da, cesaret göstermekten de o kadar korkarız bazen.. Yıllar geçtikçe hepimizin hayatında yarım kalmış, yaşansaydı ne olurdu bilinmez yakınlıklar birikir durur bu yüzden.. Kaçırdığımız 'an'lar, sahip olamadığımız gizemli anıları çoğaltırken, biz ertelemeye devam ederiz.. Karşısına çıkan bir aşk ihtimaline, kendisini hiç esirgemeden sunan kaç kişi vardır?? "Hiçbir sakınma duymadan sevmek, karşılığı durmadan ödenen bir lükstür" der Pavese.. Bu pek sık rastlanır bir şey değildir aslında.. Hiçbir sakınma duymadan sevmek, (Pavese'nin yaşadığı) modern zamanlarda bile karşılığı durmadan ödenen bir lüks ise şayet, post modern zamanların sonunda, ne anlam ifade edebilir ki?? Hiç.. Şimdiki zamanlarda, sakınmadan sevebilmek özel bir kabiliyet işidir çünkü. Böyle bir kabiliyet sahibi bulunsa bile, karşılığı durmadan ödenecek olan duygusal birikimler lüksü, kimde mevcut ki zamanımızda?? Sakınmadan sevenlerin hikayeleri bu yüzden edebiyatın ve sanatın vazgeçilmez temaları arasındadır.. Böyle hikayeler kuşaklardan kuşaklara anlatılarak, hiç değilse duygusu yaşatılmaya çalışılır.. Bir bakıma "aşk"ın varlığını kanıtlamaya çalışan kederli hikayelerdir onlar.. Ama bir çoğu gerçektir, tıpkı Brahms'ın hayatı gibi..

Bizim düzende ise aşk işleri de sisteme uygun, kırık dökük yürüyor işte..

Kadınlar neden ağlar?

Kucuk bir erkek cocuk annesine sordu; "Nicin agliyorsun ?" "Cunku ben kadinim"diye cevapladi annesi. "Anlamadim !" dedi cocuk. Annesi cocugunu kucaklayip; "Ve hic bir zaman da anlayamayacaksin!" dedi. Cocuk bu sefer babasina; "Baba, annem nicin agliyor?" diye sordu. Babanin cevabi; "Butun kadinlar sebebsiz aglayabilen yapidadir" Kucuk oglan buyudu, yetiskin adam oldu ve hala kadinlarin nicin agladiklarini kesfedemedi. Nihayet oldukten sonra cennete gittiginde Allah'a sordu. "Allahim!" dedi "Kadinlar nicin bu kadar kolay aglayabiliyorlar?" Allah dedi ki... "Ben kadinlari ozel yarattim!... Tum yasamin agirligini tasiyabilecek kuvvette olmasina ragmen baskalarina teselli verecek kadar yumusak omuzlar;dogumun acisina oldugu kadar dogurduklari evlatlarinin nankorlugune dayanabilecek ic kuvvetini verdim. Baskalarinin kuvvetinin kalmadiginda devame decek azmi, ailesinin hastaliginda yorgunluga papuc biraktirmayacak kudreti verdim. Her turlu agir sart altinda, ve hatta annelerini cok kotu incitseler de cocuklarini sevmek duygusalligini verdim. Bu duygusallik her yastaki cocuklarinin yaralarini sarmalarina, sorunlarini dinleyip paylasmalarina yardim ediyor. Kocalarini tum kusurlariyla sevmek kuvvetini verdim. Onlari erkegin kalbini korumalari icin yarattim. Onlara iyi bir kocanin esini asla incitmeyecegini fakat bazen destek ve kuvvetini deneyecek davranislarda bulunacagini anlayacak duyarli bir zeka verdim. Tek zayiflik olarak kadinlara birer goz yasi verdim. Tamamen kendilerinin sahip olduklari, ihtiyaclari oldugunda kullanmak uzere.. Insanlik icin bir gozyasi..." diye cevapladi. Kadini guzel yapan sey ne saci, ne vucudu,ne kendini ne sekilde tasidigidir. Kadini esas guzel yapan sevgisini paylasabilmesi, fedakarligi, sorumlulugu, anlayisi, sadece bilgiye degil ayni zamanda kalbe de yonelik aklidir...

Salı, Temmuz 10

dipteyim, sondayım, tepresyondayım



dün çok sinirliydim.. Bu sıralar pek bişey yiyemiyrm, sıcaklardan olsa gerek.. çok bitkin hissediyrm dewamlı we bu yüzden de çok sinirli oluyrm.. bide önceki gün misafirlerimiz wardı..o da yordu sanırım, hepsi üstüste gelince de bunaldım, gittim saçımı kestirdim.. saçım kısacık şmd.. bi de seyreltti aralardan, okdr çok saçtan snr bu halde kendimi kel gibi hissediyrm.. her nekdr snr çok pişman olsam da yerdeki saç birikintisini görünce, ii ki kestirdim snrm.. Hafiflemiş hissediyrm kendimi.. farklı hissediyrm..


depresyona girmişim.. Hatta ağır da geçiriyomşm.. Aslında bööle süpriz olmuş gibi yazmam çok da dürüstçe değil.. Dönemde farkındaydım ztn.. Doktora da gitmiştim ilaca başlatmıştı.. o aralar yatağa yapışmış haldeydim, 24 saat uyuyan bi tiplemeydim.. Kimseyi görmek istemiodum.. odama kapanmıştm, dışarı çıkmak istemiodum.. teli kapatırdım ya da saatlerce çalsa da sallamazdım.. ew telinin bile fişini çekiodum çalmasın ki odamdaydı tel, gelip konuşmasınlar die.. bzmkilerin hbri bile yoktu fişin çekili olduğundan, nie kimse aramıo yaa bu tel hiç susmazdı diolardı =) bzmkilr ne dese batardı, kawga eder dururdm.. kimi zmn da olurdu, içimden cwp wermek bile gelmezdi, karşı bile koymazdım.. dersi ztn salla. o zmnlar bide bnm tırsak wardı gündemimde.. onun üzerimdeki sıkıntısı tüm enerjimi, sabrımı tüketiodu ztn.. insan bu ruh halindeykn nekdr herkesten kaçmak istese de tek kalınca ayakta duramayacakmış gibi hissediyor.. yanımda olabilmesini okdr çok istiyodum ki, sırtımı ona dayama iht hissediodum.. çok yalnız hissediodum we onu çok özlüodum.. sanki bi tek o çıkarabilecekti beni bu çıkmazdan..

desideroya msj çekmiştim kafam bozuk bi anımda, yanındaki beni bzn ben bile tanıyamıyrm die.. o msjı çektiğim sırada istediğim tek şey bu farklı kimliği üstümden atmak we gerçekte kim olduğumu, nsl biri olduğumu herkese gösterebilmekti.. hernekdr olduğumdn farklı görünmek, o şekilde tanınmak hoşuma gitse de yoruluyrm kimi zmn.. o gece de böyle zmnlarımdn biriydi.. O sıralar herkesten kaçarken onu yanımda istemeye başladım.. Onla msjlaşıodum, onla konuşuodum, bzmkilerin ewinden bahaneler sıkıp kaçıp onun yanına, onun ewine gidiodum.. yaptıklarımı, yazdıklarımı, söylediklerimi düşününce.. yapıodum çünkü onun enerjisi beni de iileştiriodu.. kendimi uzun zmndır hissetmediğim kdr ii, mutlu hissediodm yanında, belki daha güçsüz ama güwende.. Çok toparlandım zmnla we bunun için en büyük teşekkürü ona borçluyum.. İlacı bile kesmişlerdi.. bi akşam iş çıkışı dolanırken ediyle "desidero sana çok yaradı, bambaşka biri oldun farkında değilsin sen.. Bakınca gözlerin ışıldıo resmen, nezmndır ilk kez gerçekten gülüosun yine" demişti..

Neyden snr bilmiyrm, kendimi yine aynı durumda buldum.. Geçtiğimiz cuma yine doktora gittim, we yine ilaca başlattı.. Eskisi kdr kötü değilim ama iht duyduğumu hissedebiliyrm yine.. fakat bu sefer içimden dolup taşanları onun da görmesini istemiyrm.. snrm bianda uzaklaşmasndn huzursuz oldum.. bgne dek karşılaştığım herkes nedense kowalanmayı sewiodu.. ben bu toylukla ne anlarm kowalamaktan.. tabi herdefasında da elde war sfr oldu.. aynılarıyla uğraşmak istemedim sdc..

Buaralar hiçbişey yolunda gitmiyor.. fırtına öncesi sessizlik gibi hayatım.. muhtemelen bundan snr onla da herşey ters gitmeye başlıcak.. yaptığım herşeyi gururumdn ya da kibirimdn dolayı sanacak herkes gibi.. Salak bilmicek ki göründüğümün milyonlarca katı çok daha fazla karşımdakinin hisleri, düşünceleri konusunda duyarlıyım.. sdc bunu ifade edip etmemekte özürlüym okdr.. Bu da diğer hepsi gibi mal çıkacak, ahanda buraya yazıyrm..

Pazartesi, Temmuz 9

@ phys..

Öğrenciliğim bitince en çok özleyeceğim şey günün bu saatlerinde çalışmak olacak.. Balkonumu açtm, kahwemi aldım misss gibi, müziğimi de açtım, sabahın bu saatinin tadını çıkarıyrm ;) keşke çalıştığım ders fizik olmasaydı ama..